Haber Sitesi
HV
13 KASIM Perşembe 02:44

Makasta denge arayışları

Emre Baktıroğlu
Emre Baktıroğlu
Giriş Tarihi : 03-10-2022 12:38

 

Uzun zamandır dengesini koruyamayan ekonominin yeni arayışlara girdiğini görüyoruz. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Şanghay İş birliği Örgütü toplantısının ardından sıcak fotoğraflarla mesajlar verdi. Bu mesajların ardından İstanbul Ticaret Odası’nın 140. Yıl kutlamasının yapıldığı Haliç Kongre Merkezi’nde toplantıda Erdoğan İTO kutlamalarında şunları söyledi.” "Semerkand zirvesinde, ardından Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ndaki görüşmelerimizde tüm liderler ifade etti. Türkiye artık eski Türkiye değil. Yıllardır ülkemize ve daha pek çok gelişmiş ülkeye dayatılan faiz, enflasyon, kur dengesi teorilerinin aslında hiçbir soruna çözüm sağlamadığını bizzat bu işin sahipleri de ikrar ediyor. Dikkat ederseniz enflasyonu faiz oranlarını arttırarak kontrol altında tutma yaklaşımı artık hiç kimse tarafından dile getirilmiyor, getirilse de ciddiye alınmıyor. Artık büyük liderler bile yükseltmek değil, faizi düşürmenin faydası olduğunu ikrar etmeye başladılar. Öncelikle Rusya. Sayın Putin bizzat geçmişte yüksek faizi savunurken şimdi o da faizi düşürmeye başladı ve 7,5’e kadar indirdi."

Dünya’da sadece 7 ülke bu ekonomi şartlarında merkez bankaları indirim yaparken. Dünyanın geri kalanı faiz yükseltti ya da sabit bıraktı. Peki bu faiz indiriminin anlamı nedir?

Neredeyse tüm dünya faiz artırımına giderken Türkiye geçen sene Eylül ayında başlattığı faiz indirimi politikasına devam ediyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası geçen aydan sonra bu ay da 100 baz puanlık faiz indirimine gitti ve faiz düşürme deneyini sürdürdü.

Mevcut durumda politika faizi yüzde 12 oldu. Karar piyasada pek şaşkınlıkla karşılanmadı. Uzun süredir devam eden para politikasının etkisizleştirilmesi politikası nedeniyle mevcut faiz seviyelerinin 100 baz puan aşağıda ya da yukarıda olması pek bir şey ifade etmediğinden piyasalarda önemli bir hareketlilik gözlemlenmedi.

Bu deneyimin üretim unsurlarının üretme güç ve kabiliyetlerinin devamlılığını sağlama politikası olduğunu söyleyebiliriz. Fakat kobilerimiz girdi maliyetlerine ne kadar direnç gösterebilecek bunu şimdiden söylemek zor.

Üretimde makasın nerede ayrılacağını bilmek bunun dengesini sağlamak pek zor. Çünkü ekonomi ile ilgili faktörler hem iç piyasalarda hem de dünya piyasalarında birbirleriyle bağlantılı çalışıyor. Bunun en basit örneği de Avrupa Birliği’nin haylaz çocuğu Yunanistan.

Defalarca Avrupa Birliği güvencesini suistimal etti. AB topluluk ve ekonomik olarak dağılmasının öncülünün Yunanistan olduğu görerek sürekli yardımlarla Yunanistan’a yardım etti.  Çünkü ekonomide dengeyi bozan unsur ilk önce Avrupa’yı sonra dünyayı saracağının bilinci söz konusuydu. Zaten sorumsuzca kullanılan yardımları seçim kazanmak için kullanan iktidar bir şekilde değiştirilmiş oldu.

Bu senaryo birçok ülke için geçerli, dünyada ekonomik veya çevresel felakete sürükleyecek her ülkeye uygulanan yaptırımlar, diğer ülkeler tarafından uyumlu çalışabilecekleri yönetimlerle çalışmak istiyorlar.

Bunun için önceliği seçilmiş yönetimle uzlaşıya gidiyorlar. Eğer risk büyümeye başlamışsa uyumlu çalışabilecekleri partnerler arıyorlar. Bunun adını düşmanlık olarak ta, dinler ve kültürler arasında ki fark olarak ta adlandırmak mümkün. Fakat bir gerçek var. Dünya hepimizin ve onunla ilgili dengeleri gözetirken bir yandan da dünyayı ve kendi çocuklarımızı sürüklediğimiz felaketlerin önüne geçmemiz gerekli. Hemen bugünden başlayarak.  

 

.

YORUMLAR
Fevzi 3 yıl önce
Merkez Bankaları nasıl çalışır biliyor olmalıyız
gaztuz 3 yıl önce
Hastanın tansiyonu çıkmış sürekli tuz veriyor hastaya bize gaz veriyor ileride iyi olacak diye
Engino 3 yıl önce
Bir sonraki yazınızda hangi senaryolar bunu aktarabilir misiniz? ya da buluşalım anlatın.
Ahmet D 3 yıl önce
Yunanistan bizden daha sorumsuz. Bizimle savaş çıkarmak istiyorlar.
DİĞER YAZILARI Dijital hafızanızı kaybederseniz ne olur? Tatlıya Acı Bulaştı EKONOMİ SAVAŞLARININ EN ALÇAKÇASI Gençliğin Çok Yönlü Krizi: Dışlanma, Suçluluk ve Travmanın Analizi Yeni Küresel Değer Ölçütümüz Su TÜRKİYE'NİN YENİLENEBİLİR ENERJİ YOLCULUĞU BAŞLADI VE NEREYE GİDİYOR Türk Sanayisi Durma Noktasında mı? Sektör Temsilcilerinden Endişe Verici Sinyaller SAVAŞ PAZARI ASYA’DA DÜNYAYI TEHDİT EDİYORKEN Ticaret savaşları ve Türkiye: Yansımaları Dünya Sahnesinde Değişen Dengeler ve NATO'nun Geleceği Biz gazetecilere “Değerli Basın Mensupları” diye hitap ederler peki doğru mu? CONTORIUMİZM ve JELBONİZM Hayatın Güvenliği Her Şeyin Önünde olmalı Ehveni şerde buluşalım yılı geldi Hoş Geldi! Ekonomi Çıkmaz Sokakta ve umutlar yeşermiyor Yeni vergi paketi bir filin züccaciye dükkanına girmesi gibi hayatımıza girdi Türkiye turizminde, Geçmişten Dersler ve Geleceğe Bakış Hayatta telafisi olmayan dönüm noktasıdır İHANET Geleceğe bakış Karanlık fabrikalar Kaza Kırım Raporu Alım gücünün her geçen gün yok olma sıradanlığı İş dünyasında kiracıyız 100. yıl mirasında bakiyeler ve gelecek teorisi Dörtnala gidiyoruz Bekle ve Gör trendi Kentsel dönüşüm artık bir ihtiyaçtan öte  zorunluluk Depremzede ve depremzadeler Mevcut Finansal Sistemin Kötü Bir Mit Olduğunu Biliyor musunuz Kaçınılmaz son daha yakın Geleneksel “Yaka” Kavramının Ötesinde Sanayiciler ve Akademisyenler