İTO Başkanı Şekib Avdagiç'in 2025 yılı değerlendirmesine göre, dünya ekonomisi, özellikle ABD'deki siyasi gelişmeler ve korumacı politikaların artmasıyla birlikte yeni bir döneme giriyor.
Küresel ekonomideki bu değişimin Türkiye için önemli sonuçları olduğu vurgulanıyor. Avdagiç, özellikle Avrupa otomotiv sektöründeki yaşanan dönüşümün, Türkiye'nin otomotiv ihracatının büyük bölümünü gerçekleştirdiği AB pazarında önemli zorluklar yaratabileceğini belirtiyor.
Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde ise enflasyonla mücadele sürecinin zorlu olduğu ancak kararlılık gösterilmesi gerektiği ifade ediyor. İhracatın desteklenmesi, teşviklerin etkinliğinin artırılması ve sanayinin katma değer odaklı dönüşümü gibi konulara dikkat çekiyor.
Avdagiç, Türkiye'nin bu süreçte ileri teknolojiye dayalı yabancı sermaye yatırımlarını çekmek için teşviklerini güçlendirmesi gerektiğini savunuyor. Bu sayede Türkiye'nin, küresel ekonomideki olumsuz etkileri daha az hissederek büyümeye devam edebileceği öngörülüyor.
Özetle, Avdagiç'in değerlendirmesi, Türkiye ekonomisinin küresel gelişmelerden etkilendiğini ve bu etkileri azaltmak için belirli adımlar atılması gerektiğini ortaya koyuyor.
BMD başkanı Sinan Öncel'in BMD adına 2024 Yılı Değerlendirmesine göre: 2024 yılının ilk yarısında adet satışlarında artış olduğunu gözlemlemesine rağmen, ikinci yarıda özellikle Temmuz-Ekim ayları arasında önemli bir düşüş yaşadığını belirtti. Bu düşüşün başlıca nedenleri arasında; diye kaydetti
Enflasyon ve Alım Gücü, Türkiye'nin Alışveriş Cazibesini Kaybetmesi, Fahiş Kira Artışları, AVM'lerdeki şeffaf olmayan ortak alan giderleri, perakendecilerin ek yük altında kalmasına neden oldu.
Her şeye rağmenSinan Öncel, 2025 yılı için iyimser olmamak gerektiğini belirtirken, sektörün karşılaştığı sorunlara çözüm bulunması ve jeopolitik risklere karşı önlem alınması gerektiğini vurguluyor. Özellikle kira artışlarına yönelik bir düzenlemenin enflasyonla mücadeleye de önemli katkı sağlayacağı belirtiliyor.
Hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe yaşanan zorluklar ve beklentileri İHKİB Başkan Yardımcısı Mustafa Paşahan değerlendirdi.
İhracattaki düşüş, Üretimde duraklama ve istihdam kaybı, Maliyetlerin yükselmesi gibi nedenlerle 2024 yılının iyi geçmediğini ifade eden Paşahan, 2025 yılı için Kısa vadede sektörün toparlanması için döviz kurunun dengelenmesi, hammadde ithalatındaki vergilerin düşürülmesi ve istihdam teşviklerinin artırılması gerekiyor. Aksi takdirde 2025'te de ihracatta istenen seviyeye ulaşılamayacağı öngörüsünde bulundu.
Berke İçten” Ayakkabı sektörü 2024 yılında ciddi zorluklar yaşadı” İhracatta önemli düşüşler yaşanırken, ithalat artış gösteriyor. Bu durum, sektörde dış ticaret açığının hızla büyümesine neden oluyor.
Bu durumun başlıca nedenleri: Yüksek girdi maliyetleri,Döviz kuru,Çin ile rekabet, İstihdam kayıpları olarak açıklayan TASD başkanı İçten Sektörün beklentileriise şöyle açıkladı: Ham madde ve yan sanayi ürünlerindeki vergilerin düşürülmesi, Küresel markaların Türkiye'de üretim yapmasının teşvik edilmesi,E-ticarete uygulanacak stopaj vergisinin kaldırılması olarak belirtti.
Sonuç olarak, ayakkabı sektörü ciddi bir darboğaz yaşıyor. Sektörün yeniden canlanması için devlet destekleri, vergi düzenlemeleri ve küresel markaların Türkiye'ye çekilmesi gibi adımların atılması gerekiyor. Aksi takdirde sektördeki işsizlik ve üretimdeki düşüş daha da artabilir.
Dışyönder Başkanı Dr. Hakan Çınar'ın değerlendirmesine göre, Türkiye'nin 2024 yılı dış ticaret performansı, dünya genelindeki resesyona rağmen beklenenden daha iyi seyretti. Avrupa'daki resesyonun etkisiyle ihracatta bir miktar yavaşlama olsa da, özellikle Kızıldeniz'deki güvenlik sorunlarının Türkiye'ye avantaj sağlamasıyla bazı pazarlarda büyüme kaydedildi.
Ancak, sektörde bazı zorluklar da yaşandı:Yüksek katma değerli sektörlerde yavaşlama: Otomotiv, tekstil ve makine gibi sektörlerde ihracatta düşüşler yaşandı.Ödeme sistemleri ve tahsilat sorunları: Özellikle Kuzey Afrika ve Ortadoğu gibi yeni pazarlarda ödemelerle ilgili sorunlar yaşandı.Türk lirasının değer kazanması: Türk lirasının reel olarak değer kazanması, ihracatçıların rekabet gücünü zayıflattı.
2025 yılı için beklentiler ise pek parlak değil
Batı'daki resesyonun devamı: Avrupa'daki resesyonun etkisiyle ihracatta önemli bir iyileşme beklenmiyor.Siyasi ve konjonktürel gelişmeler: Dünya genelindeki siyasi belirsizlikler ve bölgesel çatışmalar ihracatı olumsuz etkileyebilir. Enflasyon ve maliyetler: Türk lirasındaki değer kazanmasına bağlı olarak yaşanan enflasyon ve maliyet artışları, özellikle emek yoğun sektörlerde ihracatı zorlaştıracak. Faiz politikaları: Yüksek faiz oranları, ihracatçıların maliyetlerini artırarak rekabet güçlerini zayıflatıyor.
Özetle, Türkiye'nin dış ticaretinde 2024'te bazı olumlu gelişmeler olsa da, 2025 için beklentiler pek parlak değil. Dünya genelindeki ekonomik yavaşlama, siyasi belirsizlikler ve yüksek maliyetler, sektörün büyümesini engelliyor. Tüm sektörlerin sıkıntıları hemen hemen aynı 2025 yılında da çok çalışmak hangi sektörü memnun edere bilemem fakat sorunun esasları tamamen ortadan kalkmadıkça sorunu çözme için atılan adımlar ehveni şerde yeniden toplanır.
Bize iyi bir yıl dilemek düşer 2025’te buluşalım