Haber Sitesi
HV
14 KASIM Cuma 00:38

100. yıl mirasında bakiyeler ve gelecek teorisi

Emre Baktıroğlu
Emre Baktıroğlu
Giriş Tarihi : 29-10-2023 10:41

 

Cumhuriyet ilan edileli 100 yıl oldu. 100 yıl öncesinin heyecanı aynı şekilde devam ediyor. Cumhuriyet'in kurucu ideolojisini benimseme ve yaşatma, birliktelik ve eşit haklar, toplumsal anlayış konularında çok başarılı olmamamıza rağmen ikinci yüzyıla başlamanın verdiği umudun karşılığını inanıyorum ki kısa zamanda göreceğiz.

Osmanlı’yı yıkıma sürükleyecek olan Birinci Dünya Savaşı sonrası ‘kurtuluş’ arayışları ve 1923 Cumhuriyeti, kendinden önceki 10 yılın tecrübe desteği ile kuruldu. Artık imparatorluktan geriye kalan iradesi çökmüş, dağılmış ve teslim olmuş bir yönetimin yüzyıllar boyunca bir araya getiremediği kültürler ve toplumu, hala devreden imparatorluk borcu nedeniyle bir araya getiremedik. Temenni edelim ki modern sanayiden yoksun bir ülke olan Osmanlı Devleti'nin bakiyesini bu yüzyıl tamamlayalım.

Her şeye rağmen Türkiye ekonomisi önemli gelişmeler kaydetti ve gelecek beklentileri de olumlu. Özellikle şu alanlarda büyük potansiyel görülüyor:

Bilişim teknolojileri sektörü, özellikle yazılım ve yapay zeka alanlarında büyük bir potansiyele sahip. Bu alanda Türkiye'nin yetenekli insan kaynağı ve rekabetçi maliyetleri büyük avantaj sağlıyor.

Turizm sektörü, Türkiye'nin doğal güzellikleri ve tarihi zenginlikleri sayesinde her yıl milyonlarca turisti ağırlıyor. Bu alanda yapılan yatırımlar ve geliştirmeler ile daha da büyüme potansiyeli var.

Tarım sektörü, Türkiye'nin iklimi ve elverişli toprakları sayesinde büyük bir potansiyele sahip. Özellikle organik tarım ve sürdürülebilir tarım alanlarında yatırımların artması bekleniyor.

Türkiye ekonomisinin kısa tarihini incelediğimde tarım ve sanayi sektörleri üzerine kurulduğu açıkça görülüyor. 1960'lardan itibaren ekonomik yapıda hızlı bir değişim süreci başladı. Özellikle 1980'lerde yapılan ekonomik reformlar ile birlikte dışa açılma politikası benimsendi ve özelleştirme süreci başlatıldı. 1990'larda ise finansal liberalizasyon ve serbest piyasa ekonomisine geçiş süreci tamamlandı. Finansal liberalizasyon ülkemizin yatırımlarını arttırdı. Fakat girdiler günümüz şartlarına göre efektif kullanılamadı. Yeni girdilerin doğru yatırımlar ve doğru teşvikler ile kullanılması gerekiyor. Son 100 yılda Türkiye ekonomisi başlangıç seviyesine göre büyük bir gelişme gösterdi.

Tarım, sanayi ve hizmet sektörleri Türkiye ekonomisinde önemli bir yer tutuyor. Bu sektörlerin performansı ve gelecekteki beklentileri yükseldi. Türkiye'nin dış ticaret hacmi son yıllarda artış gösterdi. Türkiye'nin ekonomik kalkınma planları ve bu planların gerçekleştirilmesi için atılacak adımlar daha da önem kazandı. Gelecek beklentilerimiz Türkiye'nin ekonomik öngörüleri ve potansiyel riskleri değerlendirilerek belirlenmeli. Örneğin;

Tarım sektörü, Türkiye ekonomisi için önemli bir yere sahip. Türkiye, tarım ürünleri ihracatında dünya liderlerinden biri. Gıda sektörü de ülke ekonomisine de katkı sağlıyor. Son yıllarda gıda ihracatı da artış gösterdi. Modern tarımı uygulamaları geliştirilmeli ve geleceğe yönelik planlamalar yapılmalı.  

Sanayi sektörü, Türkiye ekonomisinin en önemli sektörlerinden biri ve özellikle otomotiv, tekstil, kimya ve makine sektörleri önemli bir yerde duruyor. Ülke ekonomisine önemli bir katma değer sağlıyor. Bu potansiyeli göz önüne alarak özel organize sanayi bölgeleri, aktif çalışan kişi ve kuruluşları bir araya getirerek üretime ve rekabete hazırlamalı. Ranta dayalı üretimi boğan sistem sona ermeli. Teşvikler tanıdıkları olan, sesini duyurabilenlere değil temiz üretim ve kazancı destekleyenlere aktarılmalı.

Hizmet sektörü ise Türkiye ekonomisinde neredeyse en önemli yeri tutuyor. İnsan potansiyelini kullanabileceğimiz birçok alanı içeriyor. Özellikle turizm, finans, sağlık ve eğitim sektörleri hizmet sektörünün en önemli alt sektörleri. Eğitim ve tanıtım ile markalaşırsa kişi başı düşen gelir bu sektör ile eşit şekilde dağılacaktır.

"Cumhuriyetimizin 100. yılını, büyük bir ekonomi gücüyle bir sembol haline getirmek istiyoruz. 

İkinci yüzyılımızı, potansiyelimizi güçlü olduğumuz sektörler üzerinde yoğunlaştırabileceğimiz yeni bir süreç olarak kabul ederek Türkiye’mizi zirveye taşımak için tüm bilgi ve gücümüzü kullanacağız.

Yaşasın ülkemizin güzel insanları yaşasın Türkiye.

 

YORUMLAR
AHMET 2 yıl önce
100. yıla farklı bir bakış olmuş tebrik ederim Emre bey
Hasan 2 yıl önce
Bakiyeler 100 yıldır peşimizi bırakamamışsa sorun derin demektir.
Fuat 2 yıl önce
Harika bir yazı
DİĞER YAZILARI Dijital hafızanızı kaybederseniz ne olur? Tatlıya Acı Bulaştı EKONOMİ SAVAŞLARININ EN ALÇAKÇASI Gençliğin Çok Yönlü Krizi: Dışlanma, Suçluluk ve Travmanın Analizi Yeni Küresel Değer Ölçütümüz Su TÜRKİYE'NİN YENİLENEBİLİR ENERJİ YOLCULUĞU BAŞLADI VE NEREYE GİDİYOR Türk Sanayisi Durma Noktasında mı? Sektör Temsilcilerinden Endişe Verici Sinyaller SAVAŞ PAZARI ASYA’DA DÜNYAYI TEHDİT EDİYORKEN Ticaret savaşları ve Türkiye: Yansımaları Dünya Sahnesinde Değişen Dengeler ve NATO'nun Geleceği Biz gazetecilere “Değerli Basın Mensupları” diye hitap ederler peki doğru mu? CONTORIUMİZM ve JELBONİZM Hayatın Güvenliği Her Şeyin Önünde olmalı Ehveni şerde buluşalım yılı geldi Hoş Geldi! Ekonomi Çıkmaz Sokakta ve umutlar yeşermiyor Yeni vergi paketi bir filin züccaciye dükkanına girmesi gibi hayatımıza girdi Türkiye turizminde, Geçmişten Dersler ve Geleceğe Bakış Hayatta telafisi olmayan dönüm noktasıdır İHANET Geleceğe bakış Karanlık fabrikalar Kaza Kırım Raporu Alım gücünün her geçen gün yok olma sıradanlığı İş dünyasında kiracıyız Dörtnala gidiyoruz Bekle ve Gör trendi Kentsel dönüşüm artık bir ihtiyaçtan öte  zorunluluk Depremzede ve depremzadeler Mevcut Finansal Sistemin Kötü Bir Mit Olduğunu Biliyor musunuz Kaçınılmaz son daha yakın Geleneksel “Yaka” Kavramının Ötesinde Makasta denge arayışları Sanayiciler ve Akademisyenler