Haber Sitesi
HV
28 NİSAN Pazar 14:59

100. yıl mirasında bakiyeler ve gelecek teorisi

Emre Baktıroğlu
Emre Baktıroğlu
Giriş Tarihi : 29-10-2023 10:41

 

Cumhuriyet ilan edileli 100 yıl oldu. 100 yıl öncesinin heyecanı aynı şekilde devam ediyor. Cumhuriyet'in kurucu ideolojisini benimseme ve yaşatma, birliktelik ve eşit haklar, toplumsal anlayış konularında çok başarılı olmamamıza rağmen ikinci yüzyıla başlamanın verdiği umudun karşılığını inanıyorum ki kısa zamanda göreceğiz.

Osmanlı’yı yıkıma sürükleyecek olan Birinci Dünya Savaşı sonrası ‘kurtuluş’ arayışları ve 1923 Cumhuriyeti, kendinden önceki 10 yılın tecrübe desteği ile kuruldu. Artık imparatorluktan geriye kalan iradesi çökmüş, dağılmış ve teslim olmuş bir yönetimin yüzyıllar boyunca bir araya getiremediği kültürler ve toplumu, hala devreden imparatorluk borcu nedeniyle bir araya getiremedik. Temenni edelim ki modern sanayiden yoksun bir ülke olan Osmanlı Devleti'nin bakiyesini bu yüzyıl tamamlayalım.

Her şeye rağmen Türkiye ekonomisi önemli gelişmeler kaydetti ve gelecek beklentileri de olumlu. Özellikle şu alanlarda büyük potansiyel görülüyor:

Bilişim teknolojileri sektörü, özellikle yazılım ve yapay zeka alanlarında büyük bir potansiyele sahip. Bu alanda Türkiye'nin yetenekli insan kaynağı ve rekabetçi maliyetleri büyük avantaj sağlıyor.

Turizm sektörü, Türkiye'nin doğal güzellikleri ve tarihi zenginlikleri sayesinde her yıl milyonlarca turisti ağırlıyor. Bu alanda yapılan yatırımlar ve geliştirmeler ile daha da büyüme potansiyeli var.

Tarım sektörü, Türkiye'nin iklimi ve elverişli toprakları sayesinde büyük bir potansiyele sahip. Özellikle organik tarım ve sürdürülebilir tarım alanlarında yatırımların artması bekleniyor.

Türkiye ekonomisinin kısa tarihini incelediğimde tarım ve sanayi sektörleri üzerine kurulduğu açıkça görülüyor. 1960'lardan itibaren ekonomik yapıda hızlı bir değişim süreci başladı. Özellikle 1980'lerde yapılan ekonomik reformlar ile birlikte dışa açılma politikası benimsendi ve özelleştirme süreci başlatıldı. 1990'larda ise finansal liberalizasyon ve serbest piyasa ekonomisine geçiş süreci tamamlandı. Finansal liberalizasyon ülkemizin yatırımlarını arttırdı. Fakat girdiler günümüz şartlarına göre efektif kullanılamadı. Yeni girdilerin doğru yatırımlar ve doğru teşvikler ile kullanılması gerekiyor. Son 100 yılda Türkiye ekonomisi başlangıç seviyesine göre büyük bir gelişme gösterdi.

Tarım, sanayi ve hizmet sektörleri Türkiye ekonomisinde önemli bir yer tutuyor. Bu sektörlerin performansı ve gelecekteki beklentileri yükseldi. Türkiye'nin dış ticaret hacmi son yıllarda artış gösterdi. Türkiye'nin ekonomik kalkınma planları ve bu planların gerçekleştirilmesi için atılacak adımlar daha da önem kazandı. Gelecek beklentilerimiz Türkiye'nin ekonomik öngörüleri ve potansiyel riskleri değerlendirilerek belirlenmeli. Örneğin;

Tarım sektörü, Türkiye ekonomisi için önemli bir yere sahip. Türkiye, tarım ürünleri ihracatında dünya liderlerinden biri. Gıda sektörü de ülke ekonomisine de katkı sağlıyor. Son yıllarda gıda ihracatı da artış gösterdi. Modern tarımı uygulamaları geliştirilmeli ve geleceğe yönelik planlamalar yapılmalı.  

Sanayi sektörü, Türkiye ekonomisinin en önemli sektörlerinden biri ve özellikle otomotiv, tekstil, kimya ve makine sektörleri önemli bir yerde duruyor. Ülke ekonomisine önemli bir katma değer sağlıyor. Bu potansiyeli göz önüne alarak özel organize sanayi bölgeleri, aktif çalışan kişi ve kuruluşları bir araya getirerek üretime ve rekabete hazırlamalı. Ranta dayalı üretimi boğan sistem sona ermeli. Teşvikler tanıdıkları olan, sesini duyurabilenlere değil temiz üretim ve kazancı destekleyenlere aktarılmalı.

Hizmet sektörü ise Türkiye ekonomisinde neredeyse en önemli yeri tutuyor. İnsan potansiyelini kullanabileceğimiz birçok alanı içeriyor. Özellikle turizm, finans, sağlık ve eğitim sektörleri hizmet sektörünün en önemli alt sektörleri. Eğitim ve tanıtım ile markalaşırsa kişi başı düşen gelir bu sektör ile eşit şekilde dağılacaktır.

"Cumhuriyetimizin 100. yılını, büyük bir ekonomi gücüyle bir sembol haline getirmek istiyoruz. 

İkinci yüzyılımızı, potansiyelimizi güçlü olduğumuz sektörler üzerinde yoğunlaştırabileceğimiz yeni bir süreç olarak kabul ederek Türkiye’mizi zirveye taşımak için tüm bilgi ve gücümüzü kullanacağız.

Yaşasın ülkemizin güzel insanları yaşasın Türkiye.

 

YORUMLAR
AHMET 6 ay önce
100. yıla farklı bir bakış olmuş tebrik ederim Emre bey
Hasan 6 ay önce
Bakiyeler 100 yıldır peşimizi bırakamamışsa sorun derin demektir.
Fuat 6 ay önce
Harika bir yazı
google-site-verification: google8b20e0d27e9aba0e.html