Haber Sitesi
HV
27 NİSAN Cumartesi 18:55

Alım gücünün her geçen gün yok olma sıradanlığı

Emre Baktıroğlu
Emre Baktıroğlu
Giriş Tarihi : 12-02-2024 13:02

 

Hayatımızda her seçim öncesi bir aldım, bir verdim uygulaması var. Zammı alıp zamlara fazlasını veriyoruz. Bunun oluşturduğu tuhaf düzen bizim neye ne kadar para verdiğimizi anlamamamıza hatta tuhaf düşüncelere gark olmamıza neden oluyor.

Acaba durumumuz iyi mi kötü mü? İyiye mi, kötüye mi gidiyor durumumuz? Bunun için bile bir türlü fikir yürütemez hale geldik.

Küçük şeylere dahi umut bağlayan bir millet olduğumuz için, durumdan şikâyet edenlere kanaat ederek geçinen masum vatandaşlarımız ‘Siz şükretmeyi bilmiyorsunuz’ diyebiliyor.

Ekonomiden öte önemli bulduğum konu, ‘toplumsal uzlaşı’ niyetinin bozulmaması idi. Ekonomi bir şekilde rayına girer. Fakat bu hüsnüniyet bozulursa, yüzyıldır ilmek ilmek dokunan bu son sağlam yapıdan elimizde hiçbir şey kalmaz.

Alım gücünün yok olma felaketi karşısında umutları kısa süreli yükseltip yeniden başa dönmek insanları duyarsızlaşıyor. Bu sıradan döngü ülkemizin üzerinde ki kara bulutları dağıtmıyor.

Eşek davaları ve Kurbağalar

Bu bölümde tamamen hayali bir yerden ve oranın insanlarından bahsediyorum.

Yazıyor ve düşünüyorum.

Bu nedenle ifadelerime, düşüncelerime biraz hoşgörüyle bakmanızı rica ediyorum.

Okurum, çünkü okuma yazma öğrenmek zorunlu.

Ne yaparsanız yapın! Bu ülkede İlkokulu bitirmek zorundasınız.

İlkokulu okuduktan sonra okumak ister misiniz diye sorsalardı, kimse okumak istemez, bunun yerine basit bir iş tutup evlenip çocuk sahibi olmayı tercih ederdi, bu hayali ülkede.

Uzun uzun sohbetler edip bu sohbetlerde rastgele öğrendiklerini birbirlerine anlatıp kendilerine göre bir yaşam felsefesi kurarlardı.

Kendi yerlerine düşünen kişilerden yakın bulduklarını seçer büyük saygı gösterirlerdi. Onlara toz kondurmaz, gerekirse o kişi veya onun hedeflediği amaçlara ulaşmak için her şeyi feda edebileceklerini söyler ‘Yapacak bir şey yok’ , ‘ Elden ne gelir’ diyerek kendilerini teselli ederlerdi. Bu kabulleniş, karşıdakine bu düşünceyi kabul ettirmenin yanı sıra kendilerini de diğerlerinden ayıran bir özellik kattığını düşünürlerdi.

Çok eski bir yazımda bahsettiğim hayali bir toplum olan Abderalılar’ın yaptığı gibi saçma konularda tutucu davalara kendini kaptıran bu toplum, tıpkı onlar gibi kiralık bir eşeğin, gölgesinin de kiraya dahil olup olmadığını dava konusu yapan bir toplumun mantığını geçmişlerdi.

Karşılığını alamadıkları işlerden çıkıp potansiyellerini gösterebilecekleri işleri yapmak için çaba göstermek yerine, çalışmaktan kaçmak için bilgece! Sözler uydurmak konusunda uzmanlık geliştirmişlerdi.  ‘işi bilecen işe gitmiycen ‘ gibi kimse tarafından yadırganmayan ifadeler yaygındı.

Karşılarına çıkan eğitimli kişileri her kim olursa olsun eleştirirlerdi. Ta ki kendilerini rahatsız etmeyecek ifadeleri kullanana kadar. Zaten o şeytani eğitim gerçek hayatta ne işlerine yarayacaktı ki. Bu saçmalıklarla! Kafayı kırmış, ‘kendisine icat çıkaranlar’ uğraşmalıydı.

Sonuçta benzer hayali toplum Abderalıların kenti dağıldı. Abderayı kurbağalar bastı ve Abderalılar ülkelerini terk etmeye başladılar. Abderalıların yok oluşunu hazırlayan sebepler eşek davaları ve düzensiz göç eden kurbağaların oluşturduğunu yazmış yazar Christoph Martin Wieland.

Niçin bu hayali kurdu bilemiyorum. Bende aklımda buna benzer oluşturduğum toplumu ikinci kez Abderalılara benzetiyorum. Ben kötü sonları hiç sevmem siz nasıl bir son yazmamı istersiniz?

Sevgi ayı en kısa ay Şubat bunu iyi değerlendirmek lazım

Sevdiklerimize kendimizi bir yılın rutinine kaptırırken, yapamadıklarımızı ama hep neler yapmak istediğimizi gösterme dönemine geldik. Bir sürü ürün, bir sürü faaliyet sizi ve sevdiklerinizi bekliyor. Mali kısmı bir yana, içten bir ilişki sıcak bir sohbetle bile birçok ilişkiye nazire yapabiliyor. Sevenlerin mutlaka şömine karşısında olmasına gerek yok. Doğalgaz ocağının yanına gidip el ele tutuşup çay demleyin ve en azından sözcüklerinizi itina ile seçerek birbirinizi anlamaya çalışın.

Sevenlerin birbirine olan görevleri değil sorumlulukları olduğunu unutmayın sevgiyle kalın.

YORUMLAR
Bir Tost 2 ay önce
Abdera halkı yalnız değildir!
Osm 2 ay önce
Yapacak birşey yok
Osm 2 ay önce
Yapacak birşey yok
AHMET 2 ay önce
Artık hiç bir şeye umut baglamiyoruz
Fuat 2 ay önce
Yine göndermelerle dolu harika bir yazı
google-site-verification: google8b20e0d27e9aba0e.html