Anadolu ezgilerini rock müzikle harmanlayan; yalnızca tarzıyla değil, sosyal sorumluluk projeleriyle de gönüllerde taht kuran Haluk Levent’in hikâyesini anlatmaya çalışacağım.
Lise yıllarımda onun şarkılarını büyük bir beğeniyle dinlerdim. Diğer sanatçılardan farklı olarak, yalnızca aşkı değil; insan ilişkilerini, çevre sorunlarını ve toplumsal meseleleri de işlerdi. Bu yüzden CD’lerini alır, konserlerine giderdim. En çok beğendiğim şarkısı ise duygusal bir ezgi olan her anımsamamda yüreğimi sızlatan “Elfida”dır. Elfida, Arapça kökenli olup "feda etmek" anlamına gelir; Osmanlı Türkçesi'nde ise "gözden çıkarılan" demektir. Haluk Levent, kanser hastası olan 16 çocuğun bakımını üstlenmişti. Bu çocuklar arasında yer alan 9 yaşındaki Beyzanur’a duyduğu derin empatiyle bu şarkıyı kaleme aldı. Ancak vefatından önce ona dinletemediği için büyük bir üzüntü duydu. “Elfida”, YouTube'da 70 milyonu aşkın kez dinlenmiş ve hâlen beğeniyle dinlenilmektedir. (Haluk Levent Resmî Kanalı, 2024).
Sıcak bir Temmuz günü, pandemi döneminde vefat eden kuzenimin arabasıyla memlekete doğru yola çıkarken Haluk Levent’in “Yollarda Bulurum Seni” başta olmak üzere pek çok şarkısını dinlemiştik. Bu hüzünlü yolculuğa onun müziği adeta coşku katmıştı.
Rock müziğinin asi çocuğunu tüm yönleriyle anlatmak kolay değil. Çünkü o, çok yönlü bir insan: Bazen bir baba, bazen derdinizi anlatabileceğiniz bir dost, kimi zaman da hüzünlendiğinizde omzuna başınızı yaslayabileceğiniz bir yoldaş. Ama en önemlisi, sorunlara çözüm üretmeye çalışan bir toplumsal figür.
Müziğinin yaşamımdaki etkisi kadar onun yaşam öyküsünü merak ederim. Haluk Levent, 1968 yılında Adana’da doğdu. Farklı üniversitelerde eğitim görse de hiçbirini tamamlayamadı. Zorlu bir yaşamla mücadele etti ama inatçı kişiliği sayesinde pes etmedi. Gençlik yıllarında barlarda şarkı söyleyerek müziğe adım attı. Anadolu Rock tarzını 1993’te yayımladığı “Yollarda” albümüyle geniş kitlelere ulaştırdı. 1995’teki “Bir Gece Vakti” albümüyle büyük çıkış yaptı. Yaklaşık 10.000 konser verdi, 15 albüm yayımladı. 2004 yılında Trakya’da verdiği 12 saatlik konserle Türkiye’de en uzun süre sahnede kalan sanatçılardan biri oldu.(Milliyet, 2004) 2021’de annesinin en sevdiği türküleri rock tarzında yorumlayarak “Vasiyet” albümünü yayımladı. Annesi, vefat etmeden önce ona şöyle demişti:
“Bana bir şey olursa, konserini iptal etmeyeceksin.”
Annesinin vefat haberini sahnede almasına rağmen sözünü tutarak konserini tamamlamıştı.
Haluk Levent’in en dikkat çeken özelliği, şöhreti yakalamasına rağmen halktan kopmamasıdır. Bazı sanatçılar yoksullara mesafeli dururken o, halkla olan bağını hep korudu.
Kimi zaman çaresizliğimizde onun şarkılarına sığındık; bazen de bir ihtiyaç sahibinin yanında onu görünce hem içimiz ferahladı, hem de onun çözüm üreten tutumuna sevindik.
2017 yılında kurduğu Ahbap Derneği, “halden anlayanlar topluluğu” ilkesiyle özellikle deprem, ekonomik kriz, pandemi gibi olağanüstü dönemlerde sahada aktif rol aldı. “Nerede bu devlet?” sorusunun yankılandığı anlarda Haluk Levent ve Ahbap çoktan sahadaydı. 2023 yılında yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerde bölgeye hızla ulaşıp etkili bir yardım ağı kurmaları büyük takdir topladı. Devletin ulaşmakta zorlandığı yerlere onun güven veren sesi ulaştı. Kimilerinin parayla yapamadığını, o samimiyetle ve bir çağrıyla gerçekleştirdi.
Sosyal sorumluluk faaliyetleri yalnızca Ahbap’la sınırlı kalmadı; eğitim, hayvan hakları, kültür ve sanat alanında da öncülük yaptı.
Deprem bölgelerine bir battaniye, bir bebek maması, bir umut taşıdılar. Bu yardımları reklam etmeksizin, sessizce ama derinden hissettirerek gerçekleştirdiler. Bu samimi çaba, Haluk Levent’in 2023 yılında Time dergisinin “Dünyanın En Etkili 100 İnsanı” listesine seçilmesini sağladı. (Time, Nisan 2023).Ancak hükümete yönelik eleştiriler nedeniyle ödül törenine katılmadı.
Sanatçının sorun yaşadığı kripto para firması ile ilişkisi başlangıçta sosyal sorumluluk çerçevesinde gelişmişti. Ancak kripto para değer kaybedince yaşanan mağduriyetler kamuoyunda tartışmalara neden oldu. Haluk Levent buna rağmen sorumluluk alarak mağduriyetleri gidermek için adımlar attı. Bu tutum, hem kendisinin hem de temsil ettiği Ahbap derneğinin hataya açık ama hesap verebilir ve şeffaf bir yapıya sahip olduğunu gösteriyor. Dileriz ki, bu duruş kurumlarımızın başındaki yöneticilere örnek olur.
Bu yazıyı yazarken düşündüm: Bir insan yaşarken veya öldükten sonra nasıl hatırlanmak ister? Sahip olduklarıyla mı, yoksa geride bıraktığı iyiliklerle mi? Haluk Levent’in ardından kalan iz, kişisel çıkarla değil; engelli bir çocuğun gülümsemesinde, aç bir kedinin doymasında, yaşlı bir kadının duasında gizlidir.
Şair Edip Cansever, “Mendilimde kan sesleri” şiirinde dediği gibi:
“Gülebilmek, bir halk gülüyorsa gülebilmektir.”
Bu felsefeyi ilke edinmiş Haluk Levent, sadece bir sanatçı değil; yoksulun, garibanın dostu, halkın içinden çıkmış ve halktan hiç kopmamış bir değerdir. Güçlü sesi kadar vicdanı, cesareti ve halktan yana tavrıyla da her zaman hafızalarda kalacaktır.
Kurban Bayramınızı en içten duygularla kutluyor; yeryüzü nimetlerini eşitçe paylaşacağı, özgür yarınlara ulaşmasını diliyorum.
İyi bayramlar...
