Yeni Esnaf

Bekle ve Gör trendi

Emre Baktıroğlu

19-06-2023 21:25

 

Sanıldığının aksine, dünyada bir yıldır her ülke, dışa bağımlı olduğu veya maliyetinin üzerinde bedel ödemek zorunda olduğu genel kalemler dışında, fiyatlarında düşüşler yaşamasına karşın Türkiye’de bir buçuk yıl süreden beri her birim fiyatını düzenli bir şekilde arttırıyor.

Niye mi?

Çünkü en kemikleşmiş sorunlarımızdan birisi; neden – sonuç ilişkilerini birbirine karıştırmak konusunda muhteşem bir körlük yaşamamız. Faizin yol açacağı enflasyon gibi neden ve sonuç ilişkisinin kurduğumuzda, aldığımız nasihatleri zamanında dinlemiş olsaydık, musibetlerden oluşan sonuçları bu kadar yoğun yaşamazdık.

Elbette başka sebeplerde var. Örneğin, halkın alım gücüne katkı, belki de önlem olarak yapılan maaş artışları ile beraberinde tüm fiyatlarda artış kaçınılmaz olacaktı.  

Bunun hesabını mutlaka yapmışlardır. Çünkü bu durum tetikleyici bir etki yaratacaktı. Her geçen gün artan fiyat ve oranlara alışmaya çalıştık.

 Ah 5 bin lira maaşım olsa rahat bir şekilde geçinsem diyen çalışanlar asgari ücretin daha yükseklere çıkması, hatta 8500 lira olmasıyla ilk birkaç saat dimdik gezdi. Bu yılın sonunda yeniden birkaç saat bu huzur anını yaşayabiliriz gibi görünüyor.

Hayalet etkiyle bizde bu silsileye kapıldık. Ardından bir daha maaşa zam! Bir tebessüm, bir daha fiyatların yükselmesi tetiklenmesiyle bir daha gözyaşı. Alıştık mı?

Benim en son maaşlı çalıştığım yerde aldığım para, ki bana pek düşük geliyordu O zamanlarda 1000 dolara tekabül ediyordu. Kiram ise 235 dolar civanındaydı. Şimdi 1000 dolar maaşınız olsa 500 dolarını, yani maaşınızın ya tamamını ya da yarısını kiraya harcamak zorunda kalacaksınız.

1950’ li yıllarda her mahallede bir milyoner yaratacağız sözü o dönemde dolar kurunun 2,8 TL olması sebebiyle yaklaşık 358 bin dolar a karşılık geliyordu. Bugünkü kurla 358 bin dolar 8,5 milyon lira civarında. 50 li yıllardan bugüne biraz geliştiğimizi düşünürsek 8,5 milyon lira aslında yine de büyük bir para değil. Milyoner yaratama fikri; lüks evi olan arabası ve satın alma imkanları çok olan, hatta bu para ile ticaret yapan veya üretim imkanları yaratan bir para olması manasında kullanılmıştı. Şimdi bu paraya 8,5 milyon liraya sadece lükse yakın bir evi ancak alırsınız.

 

Bu durumlar sebebiyle kime kızacağınızı da şaşırmış olabilirsiniz. Fakat ülkemizde üretilen çay, mercimek veya tekstil gibi ürünler 3 adım öteye giderken bile kendi maliyet fiyatını katlıyor. Mersin’den Antalya’ya giden bir kamyon malzeme için fiyat alan arkadaşım iki gün içinde 3’te 1 oranında yakıt sebebiyle dolar bazlı zamlı tarife ile karşılaştığını anlattı. Biz bu durumda bize yakın olan kişilere kızmakla yetindik. Bakkala, markete kızdık. Marketlerde pazarlama mantığıyla müşteri çekebilmek için birkaç ürünü ucuzluğa sokarken tamamlayıcı ürünleri daha yüksek fiyata satarak dengeyi korumaya çalıştı. Fakat ceza yemekten kurtulamadılar. Çünkü serbest piyasa bizde böyle işliyor. Bırakınız yapsınlar prensibi…. Fakat katlanacaksınız! haberiniz olsun.

Konuştuğum birkaç ihracatçı ise dışa bağımlı oldukları malzemeler ve ürettikleri ürünlere fiyat biçemedikleri için müşterilerine fuarlarda fiyat veremediklerini söylüyor.  Dövizin yüksek bir fiyattan sabitlenmesini öneriyor. Eğer dolar 25 lira bandına sabitlenirse ticaretlerini devam ettirebileceklerini söylüyor ve kendi müşterilerine de daha kolay fiyat verebileceklerini ifade ediyorlar.

Benzer önerileri veya karmaşayı çoğaltabilirim fakat eminim ki kafanız zaten bir hayli karışık. Çünkü yeni nasihati dinlemek yerine musibeti tercih edecek kadar bıkkınsınız.

Belirsizlikler, olumlu -olumsuz sinyaller, iş dünyasının önünü görebilmesi için daha temkinli bir yaklaşım sergilemesine yol açtı. Artık bekleyip göreceğiz. Doğru nasihatlere kulak mı vereceğiz yoksa hırpalanmaya ve dibi görmeye devam mı edeceğiz.

Ne diyelim hakkımızda hayırlısı…

İstanbul Başakşehir İkitelli Organize sanayi bölgesinde 6 katlı bir fabrikanın çatı katında, plastik enjeksiyon ve karton malzemelerinin bulunduğu alanda yangın çıktı biliyorsunuz. 3 günden fazla devam eden bu felakette zarar gören tüm esnafımıza geçmiş olsun diyorum. Umarız daha iyi bir geleceğe ve yola çıkabilirsiniz.

Kurban toplumda kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma ruhunu canlı tutar. Zengine malını Allah'ın rızası, yardımlaşma ve başkalarıyla paylaşma yolunda harcama zevk ve alışkanlığını verir, onu cimrilik hastalığından, dünya malına tutkunluktan kurtarır. Kurban Bayramınız kutlu olsun.

 

DİĞER YAZILARI Karanlık fabrikalar 01-01-1970 03:00 Kaza Kırım Raporu 01-01-1970 03:00 Alım gücünün her geçen gün yok olma sıradanlığı 01-01-1970 03:00 İş dünyasında kiracıyız 01-01-1970 03:00 100. yıl mirasında bakiyeler ve gelecek teorisi 01-01-1970 03:00 Dörtnala gidiyoruz 01-01-1970 03:00 Kentsel dönüşüm artık bir ihtiyaçtan öte  zorunluluk 01-01-1970 03:00 Depremzede ve depremzadeler 01-01-1970 03:00 Mevcut Finansal Sistemin Kötü Bir Mit Olduğunu Biliyor musunuz 01-01-1970 03:00 Kaçınılmaz son daha yakın 01-01-1970 03:00 Geleneksel “Yaka” Kavramının Ötesinde 01-01-1970 03:00 Makasta denge arayışları 01-01-1970 03:00 Sanayiciler ve Akademisyenler 01-01-1970 03:00