İSO 42. Meclis Komite üyesi Serdar Urfalılar, Mecliste yaptığı konuşmada 2022 yılını değerlendirdi. Türkiye'deki ekonomik görünüme değinen Urfalılar; “Küresel krizden bu yana Dünya Ticaret hacmi büyümezken, pandemide, tüm kanallar ve ticaret zincirleri tıkandı, dünya farklı bir ticari dönem yaşadı. 24 Şubat’ta Rusya-Ukrayna savaşı ile, dünya ikiye bölündü ve globalleşme sona erdi” dedi. Savaş sonrası yeni oluşan bloklara dikkat çeken Urfalılar şöyle devam etti: “Bu bloklar; Rusya-Çin-Kuzey Kore, Pakistan -İran –Hindistan diğer tarafta Amerika ve Avrupa. Bugün Rusya'ya yaptırım uygulayan Amerika ve Avrupa, yarın gücü yetince Rusya'nın yanında yer alan Çin'e de yaptırım uygulayacaktır.
POLİTİKA DEĞİŞİKLİĞİ
Rusya- Ukrayna savaşının ardından Almanya, ordusunu güçlendireceğini ve uzun menzilli silah alacağını duyurdu, Japonya güvenlik politikasını savunma modundan saldırıya hazır moduna geçirdi. Amerika yeni çıkardığı yasada, enflasyonla mücadele için 370 Milyar $ teşvik vereceğini açıkladı. Ülke dışındaki Amerikan sermayeli firmaları yeniden yurt içine çekmek için teşvik vereceğini ilan etti. Amerika ve Batı bu savaşı uzatmak, Rusya'yı daha fazla yıpratmak istiyor.
YENİLENEBİR ENERJİ
Gelinen noktada Dünya'da globalleşme bitecek ve tedarik zincirleri değişecek, hikaye yeniden yazılacak. Türkiye bu hikayenin neresinde olursa olsun; enerjisini kendi üretebilen, dışa bağımlılığı olmayan bir ülke olmalı ki, dünyada rekabetçi olabilsin. Türkiye'nin enerjide dışa bağımlılığını azaltmak için attığı adımları taktirle izliyoruz. Yenilenebilir enerjide Türkiye'de çok güzel fırsatlar var. Sanayicimiz de, kendi imkanları dahilinde Enerjiye bağımlılığını azaltmalı. Biz kendi firmamızda Güneş Enerjisi Santralimizi devreye alıp, elektrik ihtiyacımızın yarısını buradan karşılamaya başladık. Bunu ben bütün sanayici arkadaşlarıma tavsiye ediyorum.
KAMU DEVREYE GİRMELİ
Türkiye ihracatın %44'ü ithalata bağlı, hammadde teminini yaparken, tedarik güvenliğini ön planda tutarak yapmamızın zamanı geldi. Bu çerçevede yeni PETKİM'ler, yeni Demirçelikler, yeni TÜPRAŞ'lar kurulmalı, özel sektörün gücü yetmediği noktada, kamu elini taşın altına koymalı. Dünyada tüm yapılar değişiyor. Jeopolitik istikrar, buna bağlı olarak ekonomik istikrar yok.
ASYA MI AVRUPA MI?
Şimdiye kadar hem ekonomik olarak hem de resmi kurumlar olarak ta, ilişkilerimiz Batı ile, ama görülüyor ki Asya ile de ilişkilerimiz oldukça sıcak. Hangi tarafta kalacağımız ile ilgili kafalarımız çok karışık. Sanayimizin uzun vadeli tedarikinde, bu durumu dikkate almasında fayda var.
TÜRKİYE İÇİN BİR FIRSAT MI?
Dünya bu değişim süreci Türkiye için ciddi riskler doğurduğu gibi, ciddi fırsatlar da yaratıyor. Bize düşen bu ciddi riskleri iyi yönetmek ve fırsatlardan yararlanmak olmalı. Dünya'da yeni siyaset düzeni ve ona göre ticari yapı oturana kadar en az 8-10 yıl geçecektir. Bu süre boyunca dünyada krizler eksik olmayacak ancak biz Türk sanayicileri olarak krizlere karşı şerbetliyiz. Son yarım asırda krizlerle çok büyük tecrübeler edindik. Büyük dalgalanmaların üstesinden geldik. Dünyanın bu yeni dalgalanmasına da bu tecrübe ile giriyoruz. İnanıyorum ki, bu küresel dalgalanmada Türkiye ve Türk Sanayicisi, girişimcisi olarak, anlımızın akıyla çıkacağız.
Admin
