Haber Sitesi
HV
10 TEMMUZ Perşembe 10:30

QUİNCELAND BEKLENMEDİK LEZZETLER, DOĞAL ÜRÜNLER DİYARI

İlknur Hanım. Yeniden merhaba. Daha önce de bir kahvaltı organizasyonumuz, bir tadım organizasyonunuz olmuştu. Sizinle orada tanışmıştık. Aloe veralı reçellerinizi merakla tattım. Bugün de yeniden buluştuk. O günden bugüne neler oldu? Biraz onları sormak istiyorum. Tanıtımlar yapmaya başladınız. İnsanlar fark etmeye de başladı. Bunlardan başlayarak biraz sizi dinleyelim.

RÖPORTAJ
Giriş Tarihi : 06-07-2025 17:03   Güncelleme : 06-07-2025 17:07
QUİNCELAND  BEKLENMEDİK LEZZETLER, DOĞAL ÜRÜNLER DİYARI

 

Emre B. İlknur Hanım. Yeniden merhaba. Daha önce de bir kahvaltı organizasyonumuz, bir tadım organizasyonunuz olmuştu. Sizinle orada tanışmıştık. Aloe veralı reçellerinizi merakla tattım. Bugün de yeniden buluştuk. O günden bugüne neler oldu? Biraz onları sormak istiyorum. Tanıtımlar yapmaya başladınız. İnsanlar fark etmeye de başladı. Bunlardan başlayarak biraz sizi dinleyelim.

Tabii ya. Zaten biliyorsunuz zeytin ve zeytinyağı ana kalemimiz. Onları üretmeye hala devam ediyoruz. Zeytinyağı üretimi her geçen yıl bir ivme daha fazla oluyor. Marka tanındıkça, daha doğrusu tadımız, tanındıkça kalite beğeniliyor. Beş yıldan beri de altı yıla girecek. Kaliteden ödün vermedik. Her geçen geçen yıl sıkım derecesini birer kademe indirerek devam ettik. Geçen sezon da yirmi derecede sıkımını yaptık yağlarımızın.

Neden diğer yağlara göre daha soğuk sıkım yapıyorsunuz?

İlk hasat yapıyoruz ve Soğuk sıkım olmasının sebebi yani dereceyi indirmemizin sebebi meyvedeki zeytin meyvesindeki oleik asitlerin ve vitamin değerlerinin daha yoğun olmasını sağlamak. Bilirsiniz ki ısı artıkça asitler ve vitamin değeri o sıcaklıkta kavruluyor ve azalıyor. Biz bunu en üst kademede yapmaya çalışıyoruz. Çünkü özen gösteriyorum. Yani bir şey hakkıyla yapmak lazım. Zeytin çok değerli bir meyve.

Maalesef ülkemizde zeytin ağaçlarına değer verilmiyor. Kesiliyor, yakılıyor. Son dönemde de madenler için telef edildi. Üzücü. Yani yarın öbür gün herhalde büyük bir ihtimalle İspanya'ya zeytin ve zeytinyağı konusunda bağımlı olacağız.

Şu anda dünyada ilk sırada. İspanya sonra İtalya ve Yunanistan geliyor. Fas sanırım yanlış hatırlamıyorsam Fas bile dünya ihracatında bizden önce Türkiye'den önce sanırım. Yani bu üzücü bir şey. Bizde üretilen Zeytinyağları tağşiş olanları maalesef çok fazla. Bunu üretici yani ilk el yapıyor. Artı ilk el ’den ziyade satıcı da yapıyor. Ürün yapılırken bozuluyor. Bunların hepsi yani benim bu kendi görüşüm tabii ki. Sağlıklı beslenemediğimizden açık.

Emre B. Doğru, geçmişin natürel ürünleriyle beslenemiyoruz diyorsunuz. Gerçekten çok değişik ürünler çıkarıyorsunuz. Tabii danıştığınız insanlar da var. Berivan Hanım da vardır zannediyorum bunların içerisinde. Bugün onunla da tanıştık. Ürünlerinizden bahseder misiniz? Birde bugün bizle çok enteresan bir şey fasulye marmeladı yedirdiniz. Bu fasulye fikri nereden çıktı onu da bir öğrenirsek.

ALOE VERA’LI REÇELLER TAZE ÜRÜNLERLE YAPILIYOR. 9. AYDAN SONRA ONLARDA RAFLARDA OLACAK

Butik satış yerimizde İlginç ne ararsanız bulabilirsiniz. Zeytinyağlı atıştırmalıklar, kahvaltılık ürünler artı tedavi amaçlı ürünler, alternatif tıpta kullanılan ürünler, sabunlarımız, yağlarımız, bu sene yağlarımızı biraz daha çeşitlendireceğiz. Mesela geçen sene güvenilir ürün zirvesinden ödül alan Peynir marin mezemiz var zeytinyağlı sosunu ben kendim hazırlıyorum ve beyaz peyniri zeytinyağında marinliyoruz. Bu sayede açıkta bile kalsa ürün bir iki ay dayanıklı dayanıklılığını koruyabiliyor. Tadı çok farklı oluyor. Mesela onun sosunu zeytinyağı şişesinde satmayı planlıyorum. Yani peyniri olan herkes peynir marini yapabilecek evinde. Burada buradan almaya gerek kalmayacak. Aloe vera reçellerimiz için sezonunu bekliyoruz. Çünkü orman meyveleriyle yapıyorum. aloa vera reçellerini. Aronya, yaban mersini. Nektarin kullanmıştım geçen sene. pasiflora, Acı biber scoville çok fazla olan Acı biberden yapıyorum. Bu sene evet dokuzuncu aydan sonra onlar yine rafta olacak. Geçen seneden beri aloe vera reçellerini duyan, merak eden burada Yapan ya da işte eşi, dostu denemiş olanlar gelip alıyor. Geçen sene kavanoz adedi çok fazlaydı. Şu anda herhalde yirmi tane kaldı ya kalmadı. Farklı bir şey katar mıyım bilmiyorum.

Quinceland,  sizinle geçen seneki kahvaltıdan sonra Çok yol kat etti marka olarak.   Birden çok etkinliğe katıldı. Marka bilinirliği her yıl biraz daha fazla artıyor. Ki yavaş yavaş olması daha doyurucu. Bir anda zaten ben istemem bir yıldız olmayı.  Yaptığım ürünleri bilinçli olarak yapıyorum ve özellikli yapıyorum.

Mesela bu sabah denediğiniz fasulye marmelatı. Evet. O onun çıkış hikâyesi Çok ilginç. Arkadaşım Japonya’dan bana bir tatlı getirdi. Tatlıyı yiyorum ama ben yediğim her şeyi incelerim. Böyle mıncıklarım bakarım.  işte ufak ufak ısırırım. İçinde ne var diye. İçinde fasulye tadını aldım. Ya dedim bunun içinde fasulye var…  Evet, fasulye var dedi. Pirinç unundan yapılmış bu arada. Ben dedim bunu nasıl yaparım diye düşündüm. Ertesi gün bir kilo kuru fasulye aldım.

 İki tane iki yüz elli gramdan falan yapar önce. Yok ya bir kilo aldım. Onu kaynattım ve oturdum. O kuru fasulyelerin tek tek kabuklarını soydum. Sonra ezdim. Ondan sonra içine gereken şeyleri koydum Hayır. İçinde süt ürünleri yok. Ya da kimyasal, tatlandırıcı, şeker, tuz, hiçbir şey yok.  Söylemeyeceğim tarifini vermeyeceğim.

Evet, sadece fasulye marmelatlının içinde evet zeytinyağlı zeytinyağı ve tereyağı var.  O şekilde yaptım birkaç kişiye denettim işinin ehli birçok şef ama hiçbiri kuru fasulye olduğunu bilemediler. Onlar şimdi bilemeyince ben böyle zevkten beş köşe oluyorum. Butik satış yerimize gelen misafirlerimize denettirdim. Hatta iki üç kavanoz çıkmıştı bir kiloda. Bu arada bir kilo deyip geçmeyin, üç kavanoz çıkıyor.

Aloe vera da çok büyük testlerden geçip soframıza gelmişti şimdi bizim üzerimizde test ettiniz… Ne zaman bunları paketleyeceksiniz? Ne zaman satış ürünü haline gelecek?

KURU FASULYE MARMELATI SÜRÜLEBİLİR ÇİKOLATANIN YERİNİ ALACAK DİYE DÜŞÜNÜYORUM

Kuru fasulyenin zaten biliyorsunuz, sezonu ve mevsimi yok. Ufak ufak yapmaya başladım. Hatta şu anda on kavanoz falan var. Zaten içinde koruyucu ve katkı maddesi olmadığından ötürü ufak kavanozlarda yani üç dört kullanımda bitirilecek kavanozlara koyuyorum.  Kuru fasulye marmelatı sürülebilir çikolatanın yerini alabilecek bir ürüne dönüşebilir.

Eğer doğru insanlarla yürünürse bu yol çocuklar için özellikle sürülebilir çikolata yerine masalara konulacak bir ürün. Yani ufak beş yaşındaki bir çocuğa, bak oğlum sana fındık ezmesi, çikolata verdim derseniz rengi zaten fındık ezmesi renginde.  Çocuk oturup afiyetle yer. Hem de tatlı. Bende beğenerek yiyorum.

Ökkeş B. Bu arada fasulyenin de cinsi belki önemlidir. Yani Rizelilerin Ayder fasulyesinden mi ispir fasulyesi mi? Öyle bir denemede olacak mı?

 Yöresel olarak nasıl şimdi zeytinyağcı olduğum için söylüyorum. Nasıl Ayvalık zeytinyağıyla, Bursa'nın zeytinyağının arasında nefaset farkı ve aroma farkı dağlar kadarsa evet kuru fasulyede de öyle olur.

Emre B. Peki bu Moğolistan macerası nasıl oldu? Ne kimlerle görüşmeye gittiniz?

Moğolistan’a kendileri davet ettiler beni.  Devlete Moğolistan Cumhurbaşkanı Sarayı'na bağlı genç iş kadınları derneğinin başkanı davet etmişti. Zeytinyağı için ilk başta numuneler gitti zaten kendilerine.  Ürünümüz testlerden geçti.  Testlerden geçtikten sonra bizi davet ettiler.  orada Cumhurbaşkanlık Sarayı’nda bir milletvekili hanımefendiyle görüştüm. Genç İş Kadınları Derneği'nin başkanıyla görüştüm.  Toplantılarımız oldu.  Talepleri oldu.  birkaç gün kaldık ve geri döndük. Daha sonra Türkiye’de irtibatımız kopmadı. Yalnız Moğolistan gibi ülkeler Moğolistan bütün gıdasını Rusya ve Çin'den karşılıyor ve kendi üretimleri yok. Üretimde çok kısırlar. Yoğurt yapmasını bilmezler. Hayvancılıkla gelişmiş olmalarına rağmen ya da kavurmayı bilmezler. Yani bilmedikleri çok şey var. Ve Rusya ve Çin gıda olarak tarihi geçmiş ürünler ve geçmeye yakın ürünleri Moğolistan'a yolluyor.

Moğol Devleti de diyor ki biz kendi gıdamızı kendimiz üreteceğiz. Çin ve Rusya'ya bağlı kalmayacağız artık. Moğolistan yöneticilerinin mantığı bu. Yani Türkiye'den evet alım yapacaklar. Ama bu alım uzun vadeli alımlar olmuyor. Olmayacak. Biz orada konuşurken zeytinyağını benim orada yapmamı istediler.   Zeytin ağaçlarını burada yetiştirelim dediler. Ama iklim şartları uygun değil maalesef.

Ticaretimiz oldu mu? Kendileriyle hayır olmadı.  sadece birkaç ayımız görüşmeyle geçti. Artı Moğolistan ziyaretimiz oldu. Gittik Moğolistan’ı gördük diyelim.

Emre B. Chef Berivan Hanıma sizi soralım. İşletmelere danışmanlık veren  birçok catering firması olsun, davet firması olsun, yiyecek firmalarına  danışmanlık veren birisi olarak siz  İlknur hanım için neler söylersiniz?

Chef Berivan.  ben İlknur Hanım’ı beş altı ay oldu tanıyalı. Gerçekten çok iyi bir işletmeci. İlknur Hanım'la biz burada güzel ürünler denedik.  güzel şeyler tabaklar yapıldı. İlknur Hanım şöyle denenmemişi denemek.  Tadılmamışı tattırmak amacı, gördüğüm kadarıyla. Bugünkü sofrada da Aynı şekilde ürünleri tattık. Burada kahve içerken bile onun zeytinyağından kahvemin içine döktüm daha sonra ellerime döktüm. Niye? Çünkü bakın ben aşçıyım ama aynı zamanda da bir kadınım. Yani güzel olması lazım ellerimizin.   Kremden ziyade elime vücuduma zeytinyağı sürmeyi tercih ederim. Çünkü kalitesine inanıyorum, güveniyorum. Saç uçlarıma da sürerim. Zaten İlknur Hanım'ın saçlarını gerçekten beğeniyorum. İlknur iyi de bir arkadaşım.  Görüşüyoruz imkân olduğu sürece. Geliyorum burada minik pizzalar, ondan sonra taze ve güzel mezeler Sonra reçeller her zaman da deniyor ve kendi çapımda ona bir faydam olursa bir şeyler yapabilirsem ne mutlu bana. Yani büyümesi gereken bir işletme kısacası. Evet,  zeytinleri kendi toplayıp başında durup aynı zamanda soğuk sıkım yaptırıp gelip bize sunması o çok güzel bir şey. Evet. Hani böyle ürün bulmak zor bir devirde. Fast food’a dönmüş bir kültürü organiğe çevirmemiz lazım. Ve önümüzdeki yıllarda çok hamburger tarzı. Fastfood tarzı şeylere yöneliyor insanlar. Ben yaptığım araştırmalara göre zaman gelecek yıllarda kültürel lezzetlerimiz de gerileme görüyor. Sulu yemek olsun kültürel yiyeceklerimiz mezelerimiz hepsi geriliyor. Ama İlknur Hanım ve İlknur Hanım gibi esnaflarımız bu açığı kapatacak inşallah.

Ökkeş B.   Şimdi iki sektörde iki Tekstil ve zeytinyağı yani gıda sektörü ve tekstil sektörü gibi iki farklı sektörde çalışıyor.  Tekstil varken gıda sektörüne, giriş yaptınız. Bundan sonra gelecekte hangisine ağırlık vereceksiniz? Tekstil daha ne kadar devam eder?

Türkiye'de Tekstil bitti. Bu saatten sonra tekstil kangren oldu. Belli bir yerde kesilip atılacak. Butik üretim sistemine geçilecek. Benim gönlüm Quinceland’ta yaptığım işi seviyorum.  Yeni şeyler üretmeyi seviyorum.  Büyük ihtimalle Quinceland’a ağırlık vereceğim. tekstilde. Alef kumaş olarak gösteriyoruz. Tekstilde de üreticiyim. Tekstil eski heyecanını kaybetti.

Şu anki yerim ufak, minik bir yer.  ama bu minik bir kalmayacak. Burayı büyüteceğim.  Şubeleşmek düşünüyor musunuz derseniz? En fazla üç tane, dört tane değil. Çünkü ne kadar çok şubeleşirsen, büyürsen fabrikasyona dönmek zorunda kalıyorsun. Fabrika açtığına dönmek istemiyorum. Ben yine gidip her sene yaptığım gibi işte iki ton, iki buçuk ton zeytinyağımı yapayım. Bir ton zeytinimi yapayım ya da yüz kavanoz reçelimi yapayım. En fazla beş yüz kavanoz olur. Ya da bin kavanoz olur. Yani binin üstüne çıktığı zaman bir fabrikasyona döner. Bir de ürünlerin hiçbirinde renklendirici bir koruyucu yok. Onun için tüketimi sıcak pastorize yöntemle kapatılıyor.  

kapaklar Açıldığı zaman tüketimi  kısa sürede bitmesi gereken ürünler. Yani atıyorum marketten bir reçel alıyorsunuz. Kapağını açıyorsunuz.  rafta tutuyorsunuz. Üç ay. Dört ay, beş ay kalabiliyor ben tam şey yapmıyorum. Bizim reçellerimiz öyle değil. Bizim reçelimizi açtığınız zaman kapağını raf ömrü en fazla iki aydır ya da bir aydır. O da serin bir ortamda bekletilirse. Yani bu Quinceland ilerisi için

AdminAdmin

YORUMLAR