Turizm sektörü, sonuçları ve etkileri ağır olan bir pandemi sürecinin ardından 2021 yılı ortaları itibarıyla toparlanma sürecine girdi. Toparlanmanın devam ettiği 2022 yılının ilk 10 ayı itibariyle yabancı ziyaretçi sayısı 2021 yılının aynı dönemine göre yüzde 88 oranında artışla 39,6 milyon kişiyi aşmış durumda. Turizm gelirimiz ise TÜİK’in revize rakamlarıyla ilk 9 ayda 35 milyar doların üzerine çıktı. Bu tabloda 2022 yılını 50 milyon civarında toplam ziyaretçi ve yaklaşık 44 milyar dolar turizm geliri ile kapatacağımızı düşünüyoruz.
Gelir seviyemizin hala rakiplerimize göre düşük olması, turizmde aşmamız gereken en önemli handikap. Pandemiden önce yabancı ziyaretçi sayısı açısından dünya sıralamasında 6’ncı olan ülkemiz, turizm geliri bakımında 14’üncü sırada yer alıyordu. 2021 yılından itibaren pek çok ülkenin pandemi nedeniyle sınırlarını açmamasının da etkisiyle ziyaretçi sayısında 4’üncü sıraya yükselirken turizm gelirinde 8’inci sırada yer alabildik. Bu noktada en önemli rakiplerimizin bir hayli gerisindeyiz. Örneğin 2021 yılı itibariyle Akdeniz çanağındaki en büyük rakibimiz İspanya’da yabancı ziyaretçilerin gecelik ortalama harcaması 160 dolar, İtalya’nınki 120 dolar, Yunanistan’ınki ise 92 dolar seviyesindeyken, Türkiye’de bu rakam 66 dolara yakın bir seviyede. Üstelik geçtiğimiz haftalarda TÜİK tarafından yapılan revizyon sonrası bu rakam 81 dolar seviyesine yükseltildiği halde gelen ziyaretçilerin gecelik ortalama harcamaları rakiplerimizin çok gerisinde. Dolayısıyla Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yılı olan 2023’e ziyaretçi ve gelirde artışla girecek olmamız da büyük olasılıkla rakiplerimizle aramızdaki farkı kapatma noktasında yeterli olmayacaktır. Bu noktada özellikle pazar çeşitliliğinin artırılması giderek daha da önem kazanıyor. Ayrıca yurt içi turizm pazarının güçlendirilerek geliştirilmesi de bir o kadar önem arz ediyor. Bu yönde yeni ve etkili stratejiler geliştirilmesi gerektiğine dikkat çekmek istiyorum.
2023 yılına yönelik değerlendirmede bulunmamız gerekirse; Türkiye’nin turizmdeki performansını belirleyecek üç temel unsuru göz ardı etmemek gerektiğini düşünüyorum. Bu unsurlar; küresel ekonomik resesyon ihtimali, dünya genelinde yaşanan yüksek enflasyon ve Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan savaşın Türkiye’ye etkisi. Birçok bilinmezin olduğu bir yıla giriyoruz. Dolayısıyla 2023 yılına yönelik net bir tahmin yürütmek için henüz erken olduğunu söyleyebiliriz.
Admin
