Deniz Metal Yönetim Kurulu Başkanı ve İTO 57. Komite Meclis Üyesi Durmuş Turgut, dökümcülüğün hayatımızın her alında vazgeçilmez olduğunu söyledi. Turgut, sektörün kaliteli üretim ve kalifiye elemana ihtiyacı olduğunun altını çizdi
Döküm sektörüne 2 kuzeni ile birlikte 1994 yılında giren Deniz Metal Yönetim Kurulu Başkanı ve İTO 57. Komite Meclis Üyesi Durmuş Turgut sektörün sorunlarını dile getirdi. Dökümcünün en büyük sıkıntısının yer sorunu olduğunu dile getiren Turgut, “Her dökümcünün en az 500-1500-5000 metrekare yeri olması lazım. Bunların hepsinin ana mutfağı geri dönüşüm firmaları. Bunların yeri ne kadar geniş olursa üreteceği ürünü ayrı ayrı istifleyerek kaliteye daha çabuk ulaşır. Ancak bugün İkitelli sıkışmış durumda dar bir alanda kaldı, etrafı konutlarla çevrildiği için genişleme sahası yok” dedi.
GEBZE VE ÇORLU’DA BİR BAŞKA SIKINTI
Büyük firmaların Gebze ve Çorlu’ya taşındığını kaydeden Turgut şöyle devam etti: “Oralara taşınınca bu kez de kalifiye eleman ve usta sıkıntısı baş gösterdi. Şirketler birbirinden usta transfer etmeye başladı. Bunun önüne geçmek için yeni sahalar açmamız lazım. O bölümde çalışacak insanların OSB Meslek liselerinde ara eleman yetiştirilmesi lazım. Bizim üretim için kalite ve kalifiye elemana ihtiyacımız var. 300 metrekare yerde nasıl döküm yapacaksın dar bir alanda pas çeviremiyoruz. Bizim eğer ihracatı geliştireceksek kendimizi yenileyeceksek aldığımız ekipmanlar fabrikamıza sığmıyor sığmadığı için de o ekipmanı verimli kullanamıyoruz. Biz üreteceğiz ve ülkemizi en iyi şekilde temsil edeceğiz. Dökümde dana önce İtalya en öndeydi ama biz onları geçtik. Avrupalı artan lojistik maliyetleri nedeniyle Çin’den mal getiremiyor dolayısıyla bu bizim için bir fırsat.
DÖKÜM HAYATIMIZIN TAM ORTASINDA
Dökümcü kendini anlatamıyor halbuki dökümcü olmasa sanayi olmaz. Bugün baktığınızda evdeki çamaşır makinesinin kasnağı alüminyum, arabaların motor blokları, evdeki tencere, tava döküm, kapı kolları döküm. Döküm hayatımızın tam ortasında biz bu dökümü daha da kaliteli hale getirirsek, mühendisleri işimize entegre etsek, onlara arge çalışması yaptırsak çok hoş olur. Bunlar için finansman ve ekipman lazım. Burada da KOBİ’lere KOSGEB’in, odaların maddi manevi destek vermesi lazım. Döküm bizim hayatımızın ortasında ama genel bakıldığında kirli paslı bir iş olarak görülüyor.
OSB’DE İTO ŞUBESİ AÇACAĞIZ
57. Komitede seçime sonradan katıldım ama dostlarımızın desteğiyle seçimi kazandık. Biz, 700 bin üyesi olan İTO içinde 4 bin küsur kişiyiz. Bu insanlara bizim yaparız değil yapacaklarımızı anlatmamız lazım. 57. Komite başkanı olarak ilk hedefim OSB ile görüşüp İTO’nun burada bir tane temsilcilik açmasını istiyorum . İTO temsilciliği Tekstilkent’te var oraya tarfikte gitme imkanı yok. OSB içinde 40 tane sanayi sitesi, 40 bin civarında iş yeri var. Bu iş yerlerinin İTO’da işleri var, bu insanlar İTO üylesi aidat ödüyorlar bu insanlar işini gücünü bırakıp o kadar zamanı yolda nasıl harcasın. Her şeyi telafi edersiniz ama zamanı edemezsiniz. İşini. İTO başkanımızla, İOSB Başkanımızla görüşüp bunu gündeme almak, sözünü almak ve burada bir temsilcilik açmak istiyoruz.
BİZ İTO’DANİSTEYECEĞİZ
İTO’da yeniyiz ama gözlemlerimiz var. İTO’nun olanakları nelerdir bize neler yansıyabilir ve biz neleri tabii ki isteyeceğiz çünkü biz hep isteyeceğiz İTO’dan hizmeti isteyeceğiz meslektaşlarımızın ayağına getirmeye çalışacağız, işlerini kolaylaştıracağız bir nebze de olsa yaralarına merhem olursak bu bize mutluluk verir. KÖPRÜ OLACAĞIZ Ekip arkadaşlarımızla üç hedefimiz var, İTO zaten ticari olduğu için; iktisatlı ve istişare içinde olacağız. İTO ile sahadaki firmaların arasında köprü olacağız. Onların derdi bizim derdimiz bu dertlerimizi yukarıya anlatacağız, derman arayacağız. Ekip ruhuyla hep böyle kendinden ve zamanından fedakarlık yapıp yorulacağız ama günün sonunda sanayicimize faydamız olursa bütün yorgunluklarımız gidecek.
BİZ KÖPRÜ OLACAĞIZ
Ekip arkadaşlarımızla üç hedefimiz var, İTO zaten ticari olduğu için; iktisatlı, itikatlı ve istişarede olacağız. İTO ile sahadaki firmaların arasında köprü olacağız. Onların derdi bizim derdimiz bu dertlerimizi yukarıya anlatacağız, derman arayacağız. Ekip ruhumuzda hep böyle kendinden ve zamanında fedakarlık edecek yorulacağız ama günün sonunda sanayicimize faydamız olursa bütün yorgunluklarımız gidecek.
SEYYAR HURDACILIKTAN FABRİKAYA UZANAN YOL
Çerkezköy’de 90’lı yıllarda inşaatta çalıştım. İstanbul’da döküm işiyle uğraşan tanıdıklarımız vardı ve buraya geldik. Basmakçı Sanayi Sitesindeki kalıpçıların hurda talaşlarını toplamaya başladık, onları hurdacıya, alüminyum olanları da dökümcülere satıyorduk. Bu arada atık yağ alıp satmaya da başladık. 94’te Bayrampaşa Sarı Dökümcüler sitesinde üç ortak ilk dökümhanemizi açtık. 97 yılında İkitelli İSDÖK’e taşındık. 2000’li yılların içinde artık daha kaliteli mal yapmaya başladık. Yeni makineler çıktı bunlara yatırım yaptık. Piyasanın istediği şartlarda dünya ile rekabet edeceksek öncelik kaliteli mal üretmek olduğunu keşfettik ve o yolda ilerlemeye başladık. Çorlu’da 2005’te 108 bin metrekare fabrika arsası aldık. 2018’de kendi fabrikamızı yaptık şu anda dünyanın 30 ülkesine hem mal satıyoruz hem mal alıyoruz. Kendi grubumuzda zaten üretimimizde ilk bin içerisindeyiz. Her yıl ihracat birliğinden teşekkür belgesi alıyoruz.
İKİNCİ JENERASYONA DEVRETTİK
Türkiye’de aile şirketlerinde en büyük sorun kurucu olan büyüklerin işi devretmemesi. Bu ikinci jenerasyonda belli bir yaşa gelmesine rağmen hala tek başına karar alamamasına dolayısıyla özgüven eksikliğine yol açıyor. Ben çocuklarımı genç yaşta bu işe entegre ettim. 2020 yılında da işleyişi onlara devrettim şu anda işi onlar yürütüyor.
Admin
