Yeni Esnaf

Gıda Fiyatlarındaki Artışın Temel Sebebi Psikolojik Beklenti, Kur, Bilinçsiz Tüketim

Türkiye’nin arabuluculuğunda açılan Tahıl Koridorunun piyasaları rahatlattığını ifade eden Dinçer Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Tevfik Dinçer: Türkiye’nin gıdada ciddi bir sorunu yok, fiyatların düşmesi için psikolojik beklentinin kırılması, kur fiyatlarının dengeli olması ve tüketimin bilinçli yapılması gerekir.”

GÜNCEL - 02-09-2022 15:54

Dinçer Gıda Yönetim Kurulu Başkanı ve İTO Hububat Komitesi Meclis Üyesi Mehmet Tevfik Dinçer, pandemiyle başlayan, Ukrayna-Rusya savaşı ile devam eden gıda arzında yaşanan sorunlara ve fiyat artışlarına dikkat çekti. Türkiye’nin arabuluculuğunda oluşturulan Tahıl Koridorunun çok önemli bir adım olduğunu ifade eden Dinçer,  “Türkiye için gıda krizi yaşanacak bir durum yok” dedi. Dinçer Yeni Esnaf Gazetesine  yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Türkiye’de kuraklık, pandemi ve tahıl piyasalarındaki fiyat yükselmelerinden kaynaklı mal arzında sıkıntı vardı. Rusya ve Ukrayna hububat ve bakliyat piyasalarında uluslararası oyuncu olarak öne çıkan ülkelerden. Bu ülkelerde savaş halinde Türkiye’nin de arabulucu olması, böyle bir koridor açılması, merkezinin İstanbul olması hem ülkemiz hem dünya için olumlu bir girişim. Bu piyasalara; tahıl ve bakliyatta herhangi bir sıkıntı olmayacağı yönünde algı veriyor.

SIKINTI YARATACAK DURUM YOK

Tahıl koridorunun açılması bazı ürünlerde fiyatların yüzde 5 gerilemesini sağladı ancak dolara endeksli olan bu ticarette kur artarsa fiyatlar yeniden yükselişe geçer. Türkiye’de daha sert olarak bilinen makarnalık buğdayda ciddi sıkıntı var çünkü ithal ediliyor ama ekmeklik buğdayda rekolte kaybı olsa da sorun yaşanacak bir durum söz konusu değil bu açık tahıl koridorunun açılmasıyla kolayca kapanabilir.

NÜFUS HAREKETLİLİĞİ ÇOK ARTTI

Türkiye’de 16 milyon ton civarında bir buğday üretimi olduğu açıklandı. Bu normalde iç piyasanın talebini karşılayabilecek düzeydeydi ancak çevremizdeki savaşlar, ülkemize 5 milyon Suriye’nin gelmesinin getirdiği nüfus hareketliliği, yakın coğrafyaya ürün satışı kendi kendimize yetme konusunda sıkıntı doğurabilir. Yine de kaygı verecek bir durumun olmadığını söyleyebilirim.

TOPRAKLARIN EKİLMEMESİ CİNAYETTİR

Tarım Bakanlığı tarafından ekilmeyen toprakların kiralanarak tarıma kazandırılması çok doğru bir proje. Bugün Almanya’ya gittiğinizde çevre arazilere baktığınızda boş arazi bulamıyorsunuz. Bizde miras nedeniyle arazilerin parçalanması ve atıl durumda olması kabul edilemez. Ekilmeyen toprak bana göre cinayettir. Bu proje önümüzdeki yıla belki yetişmez ancak sonrası için çok fayda sağlayacağı  düşüncesindeyim. Ekilebilir arsalarımız, sulama alanlarımızın olduğu böyle bir coğrafyada tarlaların boş olması cinayettir. Tarım, gıda önümüzdeki  dönemde daha da önemli hale gelecek. Türkiye özelikle bu uygar dünyada gelişmiş ülkelerin içinde rol almak istiyorsa avantalı olduğu konumu mutlaka güçlendirmelidir.

GİRDİ MALİYETLERİ FİYATLARI ARTIRIYOR

Burada birbirine bağlı parametreler var. Üretimlere baktığımız zaman evet kısmi kuraklık faktöründen dolayı kayıplar olsa bile bir üretim var. Ama şimdi mesela pirinç ekimi yapılıyor. Ürün girdi hammaddelerindeki ilaç, gübre, akaryakıt fiyatlarındaki artışlar mutlaka fiyata yansıyacak. Onun için net olarak öngörüde bulunamıyoruz açıkçası ama maliyet fiyatlarındaki artışlar fiyatların da kısmen artmasına neden olacak. Çiftçi üreten insan; iyi destek vermek lazım, kazanmasını sağlamak lazım ki tekrar eksin.

PSİKOLOJİK BEKLENTİ KIRILMALI

Türkiye’de 80 enflasyon konuşuluyor.  Böyle bir ortamda üretici ‘Her şey yüzde 80 her şey artmış ben ürünümü niye ucuza vereyim’ diye düşünüyor ve malı satmamayı tercih ediyor o zaman mal arzında sıkıntı yaşanıyor. Fabrikacı ya da satan marketin bu mala ulaşması gerekiyor. Market  ’ben bu malı kaç lira olursa olsun alacağım’ dese fiyat artışına neden oluyor. Bir kere psikolojik olarak fiyatlardaki bu dalgalanma yükselme beklentilerinin kırılması lazım. Fiyat yükselme beklentisini kırılması için ortamın iyileştirilmesi lazım. Bu nasıl oluşur mesela tahıl koridoru, dövizdeki yüksek beklentinin kırılması, tüketicinin bilinçlenmesiyle. Pirinç 25 lira bulgur 12 lira ise bulguru tercih edecek, eğer hala bulguru değil pirinci tercih ederse yangına su değil benzin döküyor anlamına gelir.

ANLIK KARARLAR İHRACATCIYI ZORDA BIRAKIYOR

İhracat politikasında dinamik politika izlenmeli ani alınan kararlar bazen ihracatçıya zarar veriyor. Çünkü altı ay sonrasını öngörerek bir takım anlaşmalar yapıyor bir gecede karar çıkıyor tak kesiyorsunuz. Ama siz bağlantı yapmışsınız. İthalat ve ihracat politikaları öngörülebilir belli bir süreye dayalı şekilde politikalar olması gerekir. Eğer bu yapılmazsa diğer ülkelerle rekabet halinde olan Türk ihracatçısı Pazar kaybetmeye devam eder. Bu tip ithalat ve ihracat politikalarının günlük değil, 3-6 aylık ve öngörülebilir olması, katma değerli ürünlerin bu kapsam dışında tutulması gerekir.”

 

GIDA VE TEKNOLOJİ UYUMU

“Türkiye’de hububat, bakliyat sektöründa teknoloji bakımından gelişmiş ülkelere aynı düzeyde diyebileceğimiz bir durumda. Bizde bu işin ticaretini yapan uluslararası firmalarımız var. Özellikle mesela paketleme konusunda iyi firmalarımız var.  Orada herhangi bir sorunumuz yok.  Dış ticarete baktığımızda da artı veren bir sektör. Yılın ilk yarısında ki veriler, bu yıl hedeflenen 10 milyar dolar ihracat rakamına yaklaşabileceğimizi gösteriyor.”

Günün Diğer Haberleri